Umberto Eco'nun sevdiğim bir benzetmesi vardır. Eco şöyle der:
"Bir romanın içine girmek, dağda bir gezinti yapmak gibidir. Belli bir soluğu öğrenmek, belli bir yürüyüş adımı edinmek gerekir, yoksa insan hemen duruverir."
Roman okumakla ilgili olarak benden de bir cümle:
"Polisiye roman yazmak ve okumak için analitik (tahlilci) zekâya ihtiyaç vardır. Polisiye (dedektiflik) romanı okumayı sevmeyenlere bakın, hemen hemen tamamına yakını analitik zekâdan uzak insanlardır. Bu sebeple ben polisiye kitaplar okumayı, polisiye filmler seyretmeyi çok seviyorum.
Ve inatla polisiye okumaya devam ediyorum..."
geride hoş bir sadâ kalsın... çünkü, bir gün uzak denizlere yelken açacağım ve beni bir daha göremeyeceksiniz. bu yazdıklarım da, internet âleminin derinliklerinde kaybolup gidecek. çünkü, sanal âlemin en önemli özelliği "güncellemek" üzerine bina edilmiş... eh, ben de uzak denizlere gidince, bu "kendi halindeki gariban" siteyi kim güncelleyecek? kimse... ve mezartaşım yağmurlar, rüzgârlar altında aşınırken, bu site ve içindekiler de okyanusun karanlık sularında kaybolacak.
Kaydol:
Kayıt Yorumları (Atom)
Steven Spielberg Sineması
Yeni bir belgesel film seyretmeye başladım: 2018 yılı yapımı, James Cameron's Story of Science Fiction (James Cameron'dan Bilim K...
-
Arabayı kaldırıma yanaştırdı, durdu. Önünde park ettiği manav “aracı çekmesini” söyledi. Akşam saatlerinde Harbiye’de trafik yoğun old...
-
Günümüz Hıristiyanlarının gerçekten “neye” inandıklarını bilmedikleri ortada… Ancak inanç öyle bir şeydir ki, insanlar “doğruları” öğr...
-
Roma Kilisesi'nin I. Haçlı Seferi'ni örgütlemeye başladığı sıralarda İspanya'da Cadiz ve Granada kentlerinde vaazlar veren...
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder