Tarihî film öyle olmalı ki, seyircisini hemen ansiklopedi veya sanal âlemin kütüphanelerinde araştırma yapmağa başlatabilmelidir. Buna verebileceğim en son 2 örnek: Biri, Andrej Wajda'nın yönetmenliğini yaptığı 1983 yapımı "Danton"; diğeri de 2005 yapımı ve yönetmenliğini de İvan Passer ile Sergey Bodrov'un yaptıkları "Savaşçı – Nomad" filmi... Kazakistan'ın millî kahramanlarından Ablay Han'ın doğumundan tahta geçişine kadar olan dönemde yaşananları anlatan Savaşçı Nomad filmi başka bir yazının konusu.
1789 Fransız İhtilali'nden 5 yıl sonrasında geçen "Danton" filminde, başrolü Dünyaca meşhur Gerard Depardieu oynamakta. Yönetmeni de başrol oyuncusu kadar ünlü olan bu filmde, ihtilalin iki önderinin (Robespierre ve Danton) anlaşmazlıkları, kan gölüne dönmüş Fransa ve aç-sefil durumdaki Fransız halkı anlatılıyor.
İhtilalden kısa müddet sonra iki arkadaşın arası açılmış ve Danton sürgüne gitmiştir. Aradan birkaç yıl geçer. "Özgürlük" yaftası altında halkı perişan eden, her gün birkaç kişiyi giyotinle idam ettiren Robespierre tam bir dikta rejimi kurmuştur. Konuyla ilgili olarak ansiklopedilere bakarsanız, daha dikkatli bir dille bilgi verilir. Ancak filmde Fransa'nın dönem manzarası bu şekliyle resmediliyor. Ki, önemli olan da bence bu. Çünkü herhangi bir konuda ansiklopediye müracaat etmek insana zor gelir, fakat filmi seyrederek hem zevk alırsınız hem de bilgilenirsiniz. 21. Yüzyıl insanının en kolay bilgi sahibi olma yolu filmler, dizi-filmler ve romanlar oldu. Sanal âlemden bahsetmeğe hiç gerek yok. O zaten şimdinin vazgeçilmezi...
"Bir insan ne kadar güçlüyse, onu o kadar sert ezmeğe çalışırlar!" Georges Danton'un ihtilali yaptığı arkadaşları tarafından mahkemede yargılanırken söylediği bu sözler, tarihin akışında yaşanan olayları çok güzel özetler. 1789 Fransız Devrimi'nin iki önderinden biri olan Danton'un kendisi için söylediği bu sözler, çeşitli fitne ve yalanlar sonucu 1553 senesinde boğdurularak öldürülen Şehzade Mustafa için de geçerlidir. Kanuni Sultan Süleyman'ın büyük oğlu ve veliahdı olan Mustafa, 2. Selim adıyla tahta geçecek olan Hürrem Sultan'ın oğlu için kurban edilmiştir.
Şehzade Mustafa hem çok bilgili, hem de çok kuvvetli ve dirayetli bir insandı. Valilik yaptığı Amasya halkı onu o denli seviyordu ki, vefatından sonra babası Sultan Süleyman'ı bile affetmediler. Amasyalılara jest yapmak için şehre gelen Kanuni 6 ay boyunca burada kalmasına rağmen, Şehzade Mustafa'ya yapılan muameleyi hiç bağışlamadılar. Kanuni Sultan Süleyman da bir hileye aldandığı ve gerçeği öğrenmek için oğlu Şehzade Mustafa'yı dinlemediği için ölünceye kadar kendini affetmedi. Müteveffa Şehzade için Bursa'da bir türbe yaptırdı ve acısını içine gömdü.
"Danton" filmini seyrettikten ve hemen akabinde o ve Robespierre ile alakalı konu maddelerini ansiklopediden karıştırırken, hatırıma gelen şu soruyu zihnimden uzaklaştıramadım: "1789 Fransız İhtilali'nin iki liderinden biri olan Danton, Robespierre tarafından alaşağı edilmemiş olsaydı, bugün Avrupa Birliği'nin durumu ne olurdu? Acaba Avrupa Birliği, Almanya ve Fransa'nın önderliğinde mi yoksa Osmanlı İmparatorluğu ile Fransa'nın öncülüğünde mi Dünyaya meydan okuyor olurdu?"
Diğer yandan, Şehzade Mustafa bir komploya kurban gitmeseydi ve 2. Selim'in yerine Osmanlı Sultanı olsaydı, acaba tarihin akışı nasıl değişirdi ve bugünkü Dünya coğrafyası ne şekilde olurdu? Bunların cevabını hiç bir zaman verilemeyecek!
Bu çeşit sorular, tarihçilerin değil, sinemacıların ve romancıların kafa yoracağı meselelerdir ve ancak onlar tarafından cevaplanabilir. Ve bunlara benzer sualler karşılıklarını bulduğunda ortaya sinema veya edebiyat eserleri çıkabilir.
Wajda, Georges Danton ile alakalı bir filme imza atarak Fransız tarihinin en mühim dönemlerinden birine ışık tutuyor. Ya bizim sinemacılar?
Türk sinemacıları ise filmlerinde ya bardan-meyhaneden dışarı çıkamazlar ya da Kara Murat, Malkoçoğlu gibi sinema eleştirmenleri tarafından hiç bir biçimde ciddiye alınmayan absürd filmler çekerler. Son yıllarda televizyonlarda yayımlanan abuk dizi filmler ise, sadece reyting kaygısından ve para kazanmak için yapıldığından dolayı beş para etmezler.
Georges Danton ve Şehzade Mustafa... Ortak yanları çok: İkisi de halk tarafından çok seviliyordu. İkisi de memleketlerinde barış ve sükûnet istiyordu. İkisi de 30'lu yaşlarda öldürüldüler. İkisi de çok iyi birer hatipti. İkisi de karizmatikti...
Fakat aralarında bir fark var: Danton sanat eserlerine konu olarak Dünya tarihine geçti ve kıyamete kadar hatırlanacak. Şehzade Mustafa'yı ise bugün ancak onu çok seven Amasyalılar hatırlıyorlar.
İki millet ve iki medeniyet arasındaki algılayış ve ciddiye alışı görüyorsunuz değil mi?
İslam Gemici
Ağustos 2008
geride hoş bir sadâ kalsın... çünkü, bir gün uzak denizlere yelken açacağım ve beni bir daha göremeyeceksiniz. bu yazdıklarım da, internet âleminin derinliklerinde kaybolup gidecek. çünkü, sanal âlemin en önemli özelliği "güncellemek" üzerine bina edilmiş... eh, ben de uzak denizlere gidince, bu "kendi halindeki gariban" siteyi kim güncelleyecek? kimse... ve mezartaşım yağmurlar, rüzgârlar altında aşınırken, bu site ve içindekiler de okyanusun karanlık sularında kaybolacak.
Kaydol:
Kayıt Yorumları (Atom)
Steven Spielberg Sineması
Yeni bir belgesel film seyretmeye başladım: 2018 yılı yapımı, James Cameron's Story of Science Fiction (James Cameron'dan Bilim K...
-
Arabayı kaldırıma yanaştırdı, durdu. Önünde park ettiği manav “aracı çekmesini” söyledi. Akşam saatlerinde Harbiye’de trafik yoğun old...
-
Günümüz Hıristiyanlarının gerçekten “neye” inandıklarını bilmedikleri ortada… Ancak inanç öyle bir şeydir ki, insanlar “doğruları” öğr...
-
Roma Kilisesi'nin I. Haçlı Seferi'ni örgütlemeye başladığı sıralarda İspanya'da Cadiz ve Granada kentlerinde vaazlar veren...
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder