Şimdi yazının da kıymeti kalmadı.
Herkes‚ her yere birşeyler yazıyor. Forum sitelerinde‚ msn'de‚ haber
sitelerinin yorum köşelerinde‚ cep telefonlarının kısa mesaj servislerinde ve
hatırıma şu anda gelmeyen bir çok yerde yazıyorlar. Bunun sebebi ne olabilir?
İnsanlar birşeyleri anlatmanın
peşindeler... Ama anlatmayı başarabiliyorlar mı? İşte orası tartışılır.
Teknolojinin gelişmesi‚
bilgisayarlara artık kolay sahip olunuyor olması ve internetin yaygınlaşmasıyla
birlikte yazı yazma alanı müthiş biçimde genişledi. Yazı yazma imkânı
yeryüzünde tarihin hiçbir döneminde bu kadar fazla olmamıştı. Şimdi insanlar
çıldırmışçasına yazıyor‚ yazıyor‚ yazıyorlar. Milyarlarca blog‚ forum ve diğer
paylaşım sitelerinde her gün trilyonlarca kelime yazılıyor. Sanki insanlar
yazmıyorlar da “kusuyorlar”. Şimdiye kadar bu denli rahat anlatma fırsatları
olmadığından‚ kafalarından geçen herşeyi yazıp rahatlıyorlar. Bunun için de
“yazmak” eylemini kullanıyorlar. Bir anlamda psikolojik rahatlama oluyor. Fakat
bu “yazılar”ın dilbilgisi kurallarına uygunluğu umumiyetle sıfır ya da sıfırın
altında...
Yeryüzünde suyu tükettiğimiz gibi‚
şimdi de “yazı”yı tüketiyoruz. Yakın zamanda yazmaktan da bıkarsak hiç şaşmam.
Nüfus olarak çoğaldıkça daha fazla tüketmeye başladık. Hem de ne biçim bir
tüketme! Çekirge sürülerinin buğday tarlasına akın etmesi gibi‚ var olanı
süratle tüketiyoruz.
Gün gelecek‚ yazmaktan da
usanacaklar. İşte o gün insanların daha fazla konuşmaya başladıkları gün
olacak. Ve konuşacaklar‚ konuşacaklar‚ konuşacaklar... Zaten bunun da
sinyallerini veriyorlar. Cep telefonunun keşfiyle birlikte “çok konuşmaya”
başlandı ama bu henüz “çılgınlık” safhasına gelmedi. Konuşmanın bitirildiği gün
ise‚ düşünce yoluyla iletişim kurmaya başlanacak.
Kendimizi yormadan‚ düşünce okuyan
cihazlarla irtibat kurmaya başlayacağız. Çünkü yazmak ve konuşmak fiilleri
sonuçta bir emek sarf etmeyi gerekli kılıyor. Düşünmek içinse fazla enerji
harcamaya lüzum yok. Nasıl olsa insan beyni sürekli olarak düşünmek
mecburiyetinde... Beynimizin düşünmeden durması imkânsız. Uykuda bile beyin
çalışmak zorunda olduğundan‚ düşünce yoluyla iletişime geçmek insanları çok ama
çok mutlu edecek.
Etrafımızdaki cihazları (önce
bilgisayarlardan başlayarak) düşünme yoluyla kontrol edecek‚ emirler verecek‚
verilen komutların uygulandığını gördükçe zevkten dört köşe olacağız. “Bunun
sonu nereye varacak?” diye kimse düşünmeyecek. Çünkü kolayca hükmetmek insanın
tabiatında var.
Eğer düşünmekten de bıktığımız gün
gelirse‚ zaten o gün insanlığın bittiği andır. Çünkü düşünülmediği için yeryüzü
ot kafalı ve insan görünümlü yaratıklarla dolmuş olacak. İşte tam burada size
bir filmi bulup seyretmenizi tavsiye ediyorum: İngilizce ismi “Idiocracy”‚
Türkçesi ise “Aptallar Demokrasisi”. Bulun‚ izleyin‚ bana hak vereceksiniz.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder