Cumartesi, Ocak 21, 2012

Yazarak Tüketiyoruz

 
Şimdi yazının da kıymeti kalmadı. Herkes‚ her yere birşeyler yazıyor. Forum sitelerinde‚ msn'de‚ haber sitelerinin yorum köşelerinde‚ cep telefonlarının kısa mesaj servislerinde ve hatırıma şu anda gelmeyen bir çok yerde yazıyorlar. Bunun sebebi ne olabilir?

İnsanlar birşeyleri anlatmanın peşindeler... Ama anlatmayı başarabiliyorlar mı? İşte orası tartışılır.

Teknolojinin gelişmesi‚ bilgisayarlara artık kolay sahip olunuyor olması ve internetin yaygınlaşmasıyla birlikte yazı yazma alanı müthiş biçimde genişledi. Yazı yazma imkânı yeryüzünde tarihin hiçbir döneminde bu kadar fazla olmamıştı. Şimdi insanlar çıldırmışçasına yazıyor‚ yazıyor‚ yazıyorlar. Milyarlarca blog‚ forum ve diğer paylaşım sitelerinde her gün trilyonlarca kelime yazılıyor. Sanki insanlar yazmıyorlar da “kusuyorlar”. Şimdiye kadar bu denli rahat anlatma fırsatları olmadığından‚ kafalarından geçen herşeyi yazıp rahatlıyorlar. Bunun için de “yazmak” eylemini kullanıyorlar. Bir anlamda psikolojik rahatlama oluyor. Fakat bu “yazılar”ın dilbilgisi kurallarına uygunluğu umumiyetle sıfır ya da sıfırın altında...

Yeryüzünde suyu tükettiğimiz gibi‚ şimdi de “yazı”yı tüketiyoruz. Yakın zamanda yazmaktan da bıkarsak hiç şaşmam. Nüfus olarak çoğaldıkça daha fazla tüketmeye başladık. Hem de ne biçim bir tüketme! Çekirge sürülerinin buğday tarlasına akın etmesi gibi‚ var olanı süratle tüketiyoruz.

Gün gelecek‚ yazmaktan da usanacaklar. İşte o gün insanların daha fazla konuşmaya başladıkları gün olacak. Ve konuşacaklar‚ konuşacaklar‚ konuşacaklar... Zaten bunun da sinyallerini veriyorlar. Cep telefonunun keşfiyle birlikte “çok konuşmaya” başlandı ama bu henüz “çılgınlık” safhasına gelmedi. Konuşmanın bitirildiği gün ise‚ düşünce yoluyla iletişim kurmaya başlanacak.

Kendimizi yormadan‚ düşünce okuyan cihazlarla irtibat kurmaya başlayacağız. Çünkü yazmak ve konuşmak fiilleri sonuçta bir emek sarf etmeyi gerekli kılıyor. Düşünmek içinse fazla enerji harcamaya lüzum yok. Nasıl olsa insan beyni sürekli olarak düşünmek mecburiyetinde... Beynimizin düşünmeden durması imkânsız. Uykuda bile beyin çalışmak zorunda olduğundan‚ düşünce yoluyla iletişime geçmek insanları çok ama çok mutlu edecek.

Etrafımızdaki cihazları (önce bilgisayarlardan başlayarak) düşünme yoluyla kontrol edecek‚ emirler verecek‚ verilen komutların uygulandığını gördükçe zevkten dört köşe olacağız. “Bunun sonu nereye varacak?” diye kimse düşünmeyecek. Çünkü kolayca hükmetmek insanın tabiatında var.

Eğer düşünmekten de bıktığımız gün gelirse‚ zaten o gün insanlığın bittiği andır. Çünkü düşünülmediği için yeryüzü ot kafalı ve insan görünümlü yaratıklarla dolmuş olacak. İşte tam burada size bir filmi bulup seyretmenizi tavsiye ediyorum: İngilizce ismi “Idiocracy”‚ Türkçesi ise “Aptallar Demokrasisi”. Bulun‚ izleyin‚ bana hak vereceksiniz.

Hiç yorum yok:

Steven Spielberg Sineması

Yeni bir belgesel film seyretmeye başladım: 2018 yılı yapımı, James Cameron's Story of Science Fiction (James Cameron'dan Bilim K...