Türkçe'ye vurulan darbeleri gördükçe yüreğim yanıyor. Hele de özellikle televizyon ekranlarında yapılan hatalı vurgular, gençlerin konuşurken "e" sesini "ea" gibi çıkarmalar, filan... Bu hususta daha önce Kerem Doksat'ın yazısına atıfta bulunarak bir yazı yazmıştım. Benim yazdıklarımı kimse ciddiye almaz :) o sebeple yine iktibas yaparak konuya tekrar değinmek istedim.
Mümtaz'er Türköne'nin "Mankurtlar: Küçük Türkiye Milliyetçiliği" kitabının çeşitli bölümlerinden kısa birkaç alıntı:
"Varoluşumuzun esaslarını kuşatan kavramlar ve tartışmalar, politikanın gündelik kutuplaşmalarına meze edilince göz gözü görmez oluyor. Eşyalar, düşünceler ve savunulan değerler yanlış yerlerde duruyor. Hem dem milletini sevmekten bahsedenler bu ülkenin altını oyuyor, hazinelerini çarçur ediyor. Vatan haini olarak yaftalananların ise neredeyse bütün hayatı, bu millete hizmet etmekle geçiyor. Şişmiş bir enaniyet duygusu ile ortalıkta dolaşıp, böbürlene böbürlene kendinden gayrıya düşman gözü ile bakanların bu ülkeye ve bu millete verdiği zararın hesabını görmemiz lazım. Bu özgüven yoksunu dar milliyetçilik “küçük Türkiye milliyetçiliği”. Bilinçsiz öfkeleri, dar düşünceleri ve hesapsız eylemleri ile Sevr (orijinal adıyla: Sevres) ile sınırlı daracık bir Türkiye’nin duvarlarını sanki marifetmiş gibi büyük bir ciddiyet ve hırsla yükseltiyorlar. Maalesef yaptıklarının neye hizmet ettiğinin farkında değiller.
…
Dil, düşüncenin evidir. Türkçe bizim evimiz,
yurdumuz, onurumuz. Üstelik resmî dilimiz. Peki neden Kürtçenin özgürce
öğretilmesini temel düstur edinen Özgür Gündem’in Türkçesi,
Kürtçenin
kullanılmasına karşı çıkan Yeni Çağ’ın, Ortadoğu’nun Türkçesinden daha zengin
ve daha ileri? Dil, yaşayan bir organizmadır. Türkçeyi kim geliştiriyor?
…
Kemalizm, bir küçük aydın-bürokrat ekibinin koca
toplumu kendi bildikleri hakikat doğrultusunda değiştirip, dönüştürme projesi. Bir
tür zoraki modernleştirme hamlesi. Zorlama, dar ve banal bir dünya görüşüne,
karmakarışık toplumu yerleştirme teşebbüsü. Koca koca insanları bebekler için
biçilmiş elbiselerin içine sığdırma teşebbüsü. Mankurtluğun en geri tarihsel
örneklerinden biri."
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder